0
Nuh’un Gemisi, dünyanın en bilinen hikayelerinden biridir. Sel tufanı için Tanrı tarafından Hz. Nuh’a ailesini ve dünyadaki hayvanlardan birer çifti Büyük Tufan’dan korumak amacıyla yapılması emredilen gemidir. Nuh’un gemisi hikayesinin pek çok kültürde sadece masal olmadığını düşünenler var. Mesela İncil yazarları, içerisinde Nuh’un gemisi ve büyük tufanın anlatıldığı İncil’in yüzde yüz doğru olduğuna inanıyorlar. Birçok araştırmacı ise Nuh’un Gemisi hikayesinin Mezopotamya’nın eski sel hikayelerinden, özellikle de Gılgamış Destanı’ndan ilham aldığına inanıyor. Aynı şekilde Tevrat ve Kuran-ı Kerim araştırmacıları da farklı şekillerde yorumlasalar da Nuh’un gemisi hikayesinin gerçekten yaşandığına inanıyorlar. Bunların dışında Nuh’un gemisi hikayesine şüpheyle yaklaşan kişiler de var. Peki Nuh’un gemisi hakkında neler biliyoruz? Nuh’un gemisine ne oldu?



İlk olarak, Nuh gemisi günümüzden yaklaşık 7.500 yıl önce Hz.Nuh tarafından yapılmıştır. Nuhun gemisi genelde tahtadan yapıldığı sanılırken aslında metalden yapılmıştır. Geminin hareketi kol gücü ya da yelkenle gidilmemiş, bilinenin aksine buhar gücüyle hareket etmiştir. Bu geminin uzunluğu 205 metre 27 santim, denizden yüksekliği ise 20.5 metredir. Bu ebatlar ise yaklaşık yüzyıl önce batan Titanik gemisinin ebatlarındadır. Bu boyut tüm hayvanların ikişer ikişer girebilecek büyüklüğü olduğunu göstermektedir.
Nuh’un Gemisi, kutsal metinlerde tarif edilir. Ama metinlerin en eskisi, Sümerlerin Gılgamış Destanı’dır. Efsanede olay Sümer tanrıları ve Ziusudra arasında yaşanır. Ziusudra, Hz. Nuh'a karşılık gelir ve tufandan kurtulan 3 kişiyi anlatır. Bu öykünün küçük değişimlerle üç büyük dinin kutsal kitaplarında aynen yer aldığı düşünülmektedir.
Tevrat'ın Tevkin yani Yaratılış bölümünde anlatılana göre ise Tanrının insan ve diğer canlı ırklarının devam etmesi için büyük tufandan önce Nuhun yapmasını emrettiği efsanedir. Gemi Nuhun ailesi ve dünyada bulunan diğer hayvanların korumaya alınması amacıyla hazırlanmıştır. Bu efsaneye göre Tanrı, sapkın insanoğluna bir ceza vermek için yeryüzündeki tüm canlıları yok edeceğini söyler. Ancak Hz. Nuh, Tanrı'dan son bir şans ister. Bu yüzden Tanrı, Nuh gemisine her canlıdan ikişer, bazı tür hayvanlardan yedişer almasını emreder.



Kuran-ı Kerim'e göre ise Nuh Tufanı tüm dünyada olmuş bir olaydır. Gemiye her hayvandan iki adet bindirilmiştir. Aynı zamanda Kuran'a göre inanan insanlar dışındakiler helak edilmş, helak edilenler arasında ise Nuh'un oğlu da vardır.
İncil'e göre ise Nuh'un Gemisi, sarı ağaçtan inşa edilmiştir. Gemiyi tamamlayan Nuh peygamber eşini, 3 oğlunu ve eşlerini, yaşayan her canlıdan birer çifti ve yeterli erzağı gemiye almıştır.
Peki farklı farklı kültürlerde kabul gören Nuh'un Gemisi'ne ne oldu? Nuh'un Gemisi'ni arama çalışmaları M.S. 263 ile 339 yılları yaşamış piskopos Caesarea'lı Eusebius'tan beri devam etmektedir. Nuh'un Gemisi anlatısını doğrulayan bilimsel bir kanıt yoktur. Fakat Nuh'un Gemisi'nin nerede olduğuna dair çok sayıda iddia bulunmaktadır. Yaşayan tüm hayvanları ve bitkileri taşıdığına inanılan Nuh'un Gemisi'ni teknik olarak inşa etmek mümkün değildir.
Çalışmalar genel olarak Türkiye'deki Tendürek Dağı, Durupınar ve Ağrı Dağı'nda yoğunlaşmış durumdadır. Yapılan çalışmalara rağmen Nuh'un Gemisi'ne dair net bir iz henüz bulunmamıştır. Ancak Kutsal kitaplarda Nuh'un gemisinin nerede olduğuna dair önemli ayrıntılar bulunmaktadır.
Gılgamış Destanı’nda geminin Nissir Dağı’na oturduğu söylenmektedir. Nissir Dağı, bugünkü İran-Irak arasında, Rumiye Gölü’nün güneyindeki yüksek dağlardan biridir.
Ancak Tevrat'a göre gemi, Ağrı Dağı'ndadır. Ağrı Dağı'na oturduğuna dair Tevrat'ta geçen bölüm ise şudur: 'Gemi yedinci ayın on yedinci günü Ağrı dağına oturdu. (Yaradılış 8: 4)' Sözü geçen geminin Ağrı'da bulunduğu konusunda söylentiler vardır. Austen Henry Layard ve L. King, bu dağın dolaylarında çivi yazısıyla hazırlanmış Asur yazıtlarına rastlamışlardır. 27 Nisan 2010 günü ise geminin Ağrı Dağı'nda bulunduğu iddia edilmiştir.
Kuran-ı Kerim'de ise Nuh'un gemisinin oturtulduğu yerden şu şekilde bahsedilmektedir : 'Ve denildi: 'Ey yer! Suyunu yut ve ey gök, sen de tut.'Ve su çekildi. İş bitirilmişti. Gemi, Cudi üzerine oturdu ve haykırıldı: 'O zalimler topluluğu geri gelmez olsun!' HÛD 44
Cudi, Türkiye'nin Güneydoğusunda Şırnak dolaylarında 200 metre yüksekliğinde bir dağdır. Hz. Nuh'un Irak dolaylarında bulunduğu, Cudi ismiyle Musul, Cizre ve Şam'da da birer dağın mevcut olduğu ve geminin de bu yerlerden birinde bulunduğu rivayeti vardır.

Bazı araştırmacılar ise Nuh Tufanı'nın günümüzden yaklaşık 4500 yıl önce Lut Gölü'nin güneybatısında bugünkü Edom'un merkezi olan İrem şehri ve çevresinde cerayan ettiğini düşünmekteler. Tufan sonrasında ise gemi Mezootamya civarında bir dağa oturmuş, gemidekiler de Hz. Nuh ile birlikte Mezopotamya'daki Ur şehrine yerleşmişlerdir.
Yani özetleyecek olursak Nuh'un gemisinin nerede olduğuna dair çok sayıda teori ortalıklarda dolaşmaktadır. Fakat günümüzde hiçbiri net olarak kanıtlanabilmiş değil.
Peki siz Nuh'un gemisi hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce yüzyıllardır anlatılan gemi şu an nerede? Görüşlerinizi yorumlar kısmından bize yazmayı unutmayın.

Yorum Gönder

 
Yukarı